1 Ağustos 2013 Perşembe

-6-
Sıkkınlık, bıkkınlık yüzünden kendimle de konuşamıyorum, artık koşarak kaçmaya başladım birçok durumdan. Eskisi gibi beklemiyorum, sakinleşmeye çalışmıyorum ya da önemsemiyorum ne tepki verdiğimi, direk tabanları yağlamaya başlıyorum. Kaderin üçüncü düzeyden arkadaşı gibi oldum, hep ona ulaşmak için birilerinin yüzlerine bakıyorum, bana ne kader biçeceksin kendi hayatında? Ne istiyorsun benden? Fazla akıllı değilim ama iyi rol yapıyorum korktuğumdan bir nevi yaşamak için üretilmiş bir beceri. Sorularla rakibimi yorarken arkama bakmadan kaçmak için zamanım oluyor, biriyle konuşurken gerçekten konuşmasaydık keşke diyorum. Uygunsuz sanki her kelimem cümlem onun için. Ben ne desem olmayacak, o ne dese haklı. Anlaşmak ne de zor, insanların zihnin çalışmasına engel olmak isterdim. Silahımı çekip onlara doğrultup; benim şu anda seni tehdit eden bir insan olduğum sonucunu çıkarırsan seni bil ki öldürürüm derdim. Sadece denemek için, ölülerin ruhlarıyla beraber yıkanırdım işte. Yargılamayın diye, kalıcı hayat amaçlarınızı benden uzak tutun diye çünkü bunu tartışacaksak gözlerimiz yaşlarla dolu bir şekilde bitecek. Kimse hiçbir zaman mutlu olmayacak. Kimseyle konuşmamalıyım, onların istediğini onlara vermekten acizim. Tiyatromu sonsuza dek gösterimden alacak kişiyle evleneceğim. Belki çocuklarımız bile olacak, her güneşli günün arkasından koşup gezegenin etrafında dönüp duran çocuklar. Her eve gelişinde beni istiyor musun diye soracaklar, ben hayır diyeceğim, gidecekler tekrar güneşi kovalayacaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder